MAKRO BESİN ÖGELERİ
Yediğimiz her yemekte, ağzımıza attığımız her lokmada “besin ögeleri” mevcuttur. Bu ögeleri ağızda mekanik parçalanma adı verdiğimiz küçük bölünmelerle sindirim sisteminin yardımıyla parçalara ayrılarak vücut tarafından kullanılmaktayız. Sürekli bahsettiğimiz yeterli ve dengeli beslenme konusu bu besin ögelerinden kişiye özel gerekli miktarda alması ile oluşturulmaktadır. Bunun sağlanamaması ileride bazı hastalıkların özellikle metabolik rahatsızlıkların ortaya çıkmasında rol oynamaktadır.
Bu grupta yer alan karbonhidratlar, yağlar ve proteinler enerji sağlayan öğelerdir.
- KARBONHİDRATLAR
Kısaca karbon, hidrojen ve oksijen atomlarından oluşan organik bileşiklerdir. Karbonhidrat, insan ve hayvanlarda glikojen (depo şekli) olarak bulunurken bitkilerin yapısında nişasta ve selüloz olarak bulunmaktadır.
Hayatımızda en çok nasıl tüketmemiz gerektiğini, ne kadar tüketmemiz gerektiğini bilmediğimiz bir besin ögesidir. Aslında vücudumuz için oldukça gerekli olan ve bizlere %55-60 oranında günlük enerji sağlayan bir makro besin ögesidir. Çok üzüntülü ya da çok sevinçli hatta sinirli günlerimizde yemek için saldırdığımız ama sonucunda bize kilo aldıran, yağlanmaya neden olan bir ögedir. Bunu tehlikeli hale getirmeden dengeli ve sağlıklı beslenebilmemiz bizim elimizde. Bunun için ise önce hangisinin tehlikeli olduğunu bilmeliyiz.
Karbonhidratlara baktığımız zaman basit ve kompleks olarak ikiye ayrılmaktadır. Basit karbonhidrat dediğimiz glikoz olarak bilinen en basit yapılı şekerdir ve besin ögesi içermez ve boş bir enerji sağlar. Basit karbonhidrat oranının yüksek olması kişide metabolik hastalıkların oluşumunda zemin hazırlar ve bizim kaçınmamız gereken bizi sürekli onları tüketmemizi için dürten, kan şekerimizi hızla yükseltip, düşüren bu türden uzaklaşmalıyız. Peki bu grupta hangi besinlerimiz yer almaktadır?…
İşte en çok sevdiğimiz çikolatalar, şekerlemeler, kek, bisküvi, pasta, tatlı, hamur işleri, meyve suları hatta meyveler, asitli içecekler, hamur işleri, reçel, bal ve pekmez gibi yiyecekler basit şeker içermektedir.
Fakat bu ayrımı yaparken suyu çok bulandırmamaya dikkat edilmesi gerekmektedir. Çünkü iyi polis veya kötü polis olarak adlandırmanın hiç bilimsel bir kanıtı yoktur. Buradaki en önemli unsur basit karbonhidrat alınacaksa daha çok meyve olarak tüketildiğinde alınmasıdır. Sonuçta meyve bizler için aynı zamanda vitamin ve mineral sağlamaktadır.
Kompleks karbonhidrat ise bize günlük yaşantımızda yürüyebilmemizi, merdiven çıkmamızı, top oynamamızı kısacası hayatımızı devam ettirebilmemiz için büyük oranda enerji sağlamaktadır. Basit karbonhidratlara göre daha zor sindirilmelerinden dolayı kan şekerini kıyasla daha iyi kontrol etmektedirler. Peki bu grupta hangi besinlerimiz yer almaktadır?…
Buğday, arpa, kinoa, sebze, kuru baklagiller, bazı tahıl ürünleri vb. bazı örneklerdendir. Kompleks karbonhidratın daha sağlıklı olmasını sağlayan bazı unsurlar vardır. Bunlardan birisi sindirimidir. Kompleks karbonhidrat sindirimi ağıza mekanik parçalanma ile başlar bunu da tükürükteki özel bir enzim sayesinde yapmaktadır. Parçalanan karbonhidrat, ilerleyen sindirim sisteminde en küçük basit şeker olan glikoza dönüşür ki evet yediğimiz her şey glikoza dönüşür fakat kompleks karbonhidrat bu süreyi uzatarak, gerekli tüm besin ögelerinin vücut için kullanılmasını sağlar. Ayrıca sindirilemeyen, parçalanmayan posalarda bağırsakların çalışmasını sağlar. Fakat basit karbonhidratlar bu süreçlerden geçemediğinden direkt kan şekerini hızlı yükseltirler ve gerekli besin ögelerini bulundurmazlar.
DYT. BURCU YEŞİLYURT
Kaynak: Prof Dr. Ayşe Baysal